13 Aralık 2010 Pazartesi

Adanaya muazzam bir yağmur düştü,insanlık perişan

Çiçekli şemsiyeyi almadan evden çıktığım için meterolojiden binlerce kez af diliyorum.
Bugün 11 aralık ve anladım ki cool insanlar gişeden bedava geçemiyor.
Otobüs durağa tam anlamıyla yanaşmadığı için eve varana kadar şoförün suratına sıçmak istedim.
Çamuru hanginiz sever ki,peki ya sıçmayı ?
Muavin de yolcular ısrarla inmezken otomatik kapıları açmayı gönlüne aşk bilenden bir adamdı,budala mı
deniyo buna sizde.

Biliyoz
Adanaya kış geç geldi bu sene.
Bizde döndük dedik ki ; dondursa da öldürmez.
Şimdi hepinizi ergen triplerinizden uzak bir yerlere davet ediyorum.
Unutmayın hiç bir zaman saçlarınızın kabarması ve makyajınızın akması totonuzu kaybetmekten mühim olmayacaktır,öptüm  

Starcan
15.58

28 Kasım 2010 Pazar

Lüzumsuz Komplo

Art niyet yetersizliğimden kendilerine pay çıkartıp beni en sevdiğim noktamdan vurmaya bayılırlar.Böylece her gün bir kez daha ölürüm.Yani öyle sanarlar.Aslında hiç kimse benim maktül vücuduma aldırmadığına göre gerçekten de hergün bir kez daha ölmüşümdür.Hep aynı noktadan vurulduğum için belli süreden sonra acıyı hissetmemeye başlarım.Göz yaşlarım beni iliklerime kadar ıslatırken düşündüğüm tek şey onlara nereden saldırmam gerektiği.Galiba en sevimsiz yerlerinden.

Dünyaya bilinçsizce dağıtılmış milyonlarca insan.İşte birisini tam topuğundan vurdum sayılır.Elinde ki yüzükle oynamaya başladı bile.Bu onu her zaman tedirgin hissettirir.Bense böyle zamanlarda hep dizlerimi sallarım.

Merhaba ben SİMGE. 
İrademe bağlı çok işlevli kurallarım ile sorumsuz ve bağımsız yaşıyorum. Genelde insanlar burunlarını buna nereden sokacaklarını düşünürken,onları hayatımın en sıfatsız yerine davet ettiğimi bilmiyor olur.Anahtarını bir daha bana veremeyecekleri lüzumsuz bir oda da her gece salağa yatıp salağa uyanırlar.Bende bu sırada çok aklı başında tavırlarım ile beraber kendimi güçlü ve şampiyon hissederim.Oysa onlar her zaman benden daha zeki ve daha düşünürler.Ancak kapasiteleri ortak bir yerde yoğunlaştığı için sadece bir düşünceye komplo kurabilmişlerdir.Beni hep aynı yerden,en sevmediğim yerimden vurduğunuz için size minnet ediyorum dostlarım.

Ne zaman orayı hissetmemeye başladım,işte o günden beri tarifsizce MUTLUYUM.
Acısı geçti,yerineyse hiç birşey geçemedi.

starcan
28 kasım
12:15 

Sarhoşken piyano çalmayı sever misin?

Bu halim sana beni yeterince iyi tanımladı mı ? İnan ki bu soruma vereceğin karşılık umrumda bile olmayacak.
"Evet seni umursamıyorum".Dedikleri gibi ardından laflarından dönerler.Bu soluksuz bir düşünme süreci ya da bütün hislerine başka biri tarafından el konulduğu an gerçekleşmiş sayılır.Burnumu kaşındıran bu koku senin bende ki çirkin gidişinden geliyor olmalı. Hep dikine gidilmiş bir hayat ve ardına yalnızlık hükümlüsüymüş gibi dizilen saçma salak insanlar.Size anlamsızca doluyum.

Kendimi dünyanın en düşünür ve en iyiye yakışır yanında bütün pişmanlıklarıma yabani bir lugatla söylenirken bulmama rağmen,oturup biraz Charles Bukowski okumanın bana iyi geleceğini düşünüyorum.Yazıları çok seksidir.Hemen fesat bir seksapalite aramanız gerekmez. Sadece bana ilham depolayan o kirli sakallı fotoğrafından sonra ona ve yazdıklarına ilgi duymaya başladım o kadar.Kelimelerin sırasını bozmadan dudağımdan dökülmesine "İşte bu ! Hayır onun bi altında ki,yani şu" afallayarak alışmış sayılırım.Aklını kaybetmiş bir insan ve geri döndürmeye çekindiği entrka dolu aşklar..İyice orospuya kaçmış alışkanlıklar.
-Sarhoşken piyano çalmayı sever misin?
Bende ona bayılmıyorum zaten.

(devamı var)

starcan
27 Kasım
22:08

12 Kasım 2010 Cuma

Birini sevgilisi terk etti,diğeri bir kedi kesti

Aynaya baktığımda kendini zaaflarına doğru iteleyen budala bir kadın görmeye başladım. İstemeden de olsa hayatımın bir parçası olmayı başaran bu kadın ben olmamalıydım.Daha hiç konuşmadan emir veren gözlerim beni felakete düşürmeye başlamışsa işler şimdiden ters gidiyordu.

Herşeyin birbiriyle bir bağlantısı olmaya başladı.Bunları çözmem içinse çılgın olmam gerekiyordu.Ve hiç bir zaman böylesine çılgın biri olmamıştım.Fikirlerimin sebepsizce akıp gitmesini seninle ilişkilendirmem gerekliydi.Bu yüzden seni suçlayacaktım.Sonra da sana aşşağılık biriymişsin gibi davranabilirdim.Belki de gerçekten aşşağılığın tekiydin.Bugün bana öyle bakmıştın.Elini belime öyle dolamıştın.

 "PALAVRA"
Bir gün yine boş gözlerle bana gelecektin.Gözlerim sana ne kadar değersiz biri olduğunu anlatırken tenim tenine deli gibi değmek isteyecekti.Benim hayatla olan kavgam da tam olarak bu değil miydi? Sahi bu nasıl bir kavgaydı?Yıllardır aynı heyecanı aynı endişe yüzünden kaybediyordum.Ve artık halim kalmamıştı."Bunu sana en kısa şekilde anlatmam gerekiyor.Ama daha kendime bile söyleyemiyorum." Bu yüzden ansız ve zamansız bir anda sana veda edecektim.

Düşündüm de bunların hepsinin saplantı olma ihtimali,evet öyle bir ihtimal hep vardı.Benim gerçek olmayan şeyleri büyütmek gibi bir arzum olamaz mıydı? Bu iş biraz karışık,anlatmaya kifayetsizdi.Sessizce içeriye girdim.Işıklara olan hitapsız bakışlarım,karanlığı sevdiğimi ulu ortada bağırıyordu.Ve yatağım.Elimde yaprağı eskimiş bir kitap ile karşısında duruyordum.Kendime ait bir şeyler.Birisi bana ait bir şeyler olduğunu söyleyebilir mi ? Ona olan hislerimle iyice derin tartışıyordum.Elim sigaraya doğru uzandı.Tam dört dakika sonra o da bitecekti.Onunla olan ilişkimi sadece zaman dilimine sınayan ben.Onu dudaklarıma değdirip içime almaya nasıl da ölüyordum..

Telefonum daha sık çalmaya başladı.Canınız cehenneme! Birileri sertçe kapıya vuruyor,bakın ben ölmedim ben hala yaşıyorum. Bu telaş ne içindi? Onlar beni kaybetmekten korkar mıydı? Beni gecenin bir vakti evime gelecek kadar merak ederler miydi? Hayır.Yine bir işleri düşmüştü biliyorum.Birini sevgilisi terk etti,diğeri bir kedi kesti..İyide bunlardan banane."Bak sana sevgi veremem tamam mı ve sana da yeni bir kedi"

Yine gözlerim dolmuştu.İlk kez bunun üzerini "toz kaçmıştır"larla örtemeyecektim.Ve tenimde ki kırmızı noktalar.İçkiye alerjim mi var benim.Yok artık. Bir bu eksikti.Pencereme taş atıyorlar.Bunlar beni bozuk para gibi harcayan akıllı arkadaşlarımdan sadece bir kaçı.Onlar avuçlarını ceplerinden hiç çıkarmazlar.

Onlar veda ettiğimde aldırmamış gibi yaparlar.Bu yüzden gitmek ucuz kalmakta iyice pahalılaştı benim dünyada..Bunun farkında olabilmekse her zamanki gibi ortalarda bir yere denk geliyordu.Üzüldüm tabi.Ama sonra geçti.Kalplerini kırdığımı sanardım.Şimdi günlerce oturup bunu düşünebildiğime inanasım bile gelmiyor.Benim aklı kıt ve insaniyete yabani arkadaşlarım.Beni bozuk para gibi harcayan akıllı,ukala ve popüler arkadaşlarım.

 Tanrım! Aklıma engel olamıyordum.Beni hiç olmadık anlarda mahçup bırakıyordu.Ne yapmalıydım?Bunun kaçmaktan başka bir çözümü olamaz mıydı?Beni sevmesi için ona kendim gibi davranmaya çalıştım.Ellerim buz gibiydi.Gözlerim de daha önce hiç rastlamadığım bir naziklik.Bana beni sevmiş gibi bakıyordu. Bir yanıda hiç hoşlanmamış olabilirdi.Peki ben ruhumu hangisine satmıştım.
Kesinlikle "En tecrübesizine"

Birisi soruma cevap verebilir mi?
Yalnız kalmanın tadına nereden bakılır?
Yavaşça uzanıp ensesine falan dokunsam onu tahrik edermiyim?
Hiç sanmıyorum.
Gerçi buna kim karşı koyabilir ki?

SimgeTARCAN
12 Kasım - 22:55

29 Ekim 2010 Cuma

TOP 10

1- Altı dilim ekmek kızarttm ve hiçbirni yiyemedim.Ellerim titriyor.Aman çay içince de hep böyle olur zaten.Hem ben kahvaltı yapmayı sevmiyorum ki.
2-Pencereyi de açık unutmuşum gece.Bana kimse ıslık falan çalmıyormuş yani. Rüzgarın şeyiymiş o,şeyi işte. Ben paranoyak değiliim.
3-Dün annemden bana nar ayıklamasını istemiştim. İkiye bölüp masanın üstüne koymuş yeni gördüm. Anne onu bende yapabiliyorum.
4-Üzüm yerken yanında su içiyorum. Bunun alkolle bağıntısı olabilir mi. Hani damıtıyorlar ya alayına. Hangi alay ya,burası adana ve herkes herşeyin farkında tamam mı?
5-Aranızda hiç kendini şarkılara ait hisseden olmuş mudur? Onlar da evlenebilirler,çocuk yapabilirler bazen insan kılığına girerler ve zamanı gelince ölürler okey.. 
6-Bir insanın kendi dirseğini yalaması imkansızdır. Oha deneme şunu,yapamıyoruz işte
7-Hala bazı insanlar "aşk herşeyi affeder mi" yazıp toplu atabiliyorsa,gerçekten normal olmayan bir şeyler var.
8-Bir gün müslüm gürsesle beraber "çile" çekeceğimi hiç düşünmemiştim. O gece "e" leri hep yuttum. bkz ;
9-Marhaba ban simga.
10-Apaçi görünce yüzünü çeviren bütün insanlar eve gidince ellerini önce vücudu sonra kafası etrafında döndürüyordur,evet evet kesin döndürüyordur.

starcan
29EKİM

16 Ekim 2010 Cumartesi

Kontrolsüz Sevişmeler

Kontrolsüz sevişiyorsun ; 
Hele ki silahsız bir orduya karşı direnemiyorsa teninde ki rekabet,
Parmak uçlarının değdiği bir çarşaftan kasıklarına ödün veriyorsa gözleri,
Sadece dokunarak bütün dünyanı değiştirebiliyorsa,
ve elleri diken diken ediyorken tüylerini
Kontrolsüz sevişiyor;
İhtirasın ucuna batırıp parmağını,çılgın gibi bağırttığı zamanlarda,
Mesala saçlarının arasında gezdirdiğin ellerin heyecandan yolunu şaşırıyorsa,
Açmaya korktuğun gözlerin,kıpırdamaya bile korkuyorsa,
Cesurluğundan bir parça daha alıp,o an yutuyorsan nefesiyle,
Zihnine "dur" dedirtecek bütün dürtüleri vücudundan o an atabiliyorsan,
Ve çıkmıyorsa aklından gibilere vardığın kadar soluksuzsan bir gece.
Aslında şuursuzluğuna ağır ağır inen göz kapakların kirpiklerini özlediyse,
Kontrolsüz sevişiyorsunuz.


STarcan

15 Ekim 2010 Cuma

Yine

Kalbimde ucuz bir kaybetmişlik. İşin kötüsü bir daha geri dönmezmişlik. 
Ağlıyordum.Kimsesizce epey..Biraz da kendimden eminim tabi ? Aşkın vücudumu buruşturup fırlattığı gibi apansız bir gece yine.Yine yenilerken göz bebeklerime sevdayı,vurgun yediği tarafından çekiştirerek ağlıyordum bu yaptığıma,Uykunun ölümü asabi bir dille andırdığı gibi.Ne kadar yoğun hissetsem o kadar kuvvetli ağlıyordum. Şimdi bana "ne oldu" diye soracak,suratımı çevirdiğim onca insandan farksızca karşımda duruyordun.
Ne yazık sevgilim ne yazık ki,bu aşkın gönül muharebesinde sana hissizdim.
Hala adın geçtiği zamanlarda bir avuç sevgisizlik.Ve içime sığmayan saplantı bıçaklar dolusu (..) 






STarcan

10 Ekim 2010 Pazar

İsyankar ve derbeder

O değil de monitör gözlerime zehr vermeye başladı."Hayat photoscape ve picasa kullanmak değildir" der gibi baktı lan bildiğin.Bende "bana hayatı tanımlasana bi" dedim. ? Ha bi de adobe varsa o da olur. İnsanın böyle zamanlarda tarzı hep farkı mı olur ya da misyonu vizyonu falan.Kafasında rengi kaçmış bir gözlük ve yuvasından çıkmayı bekleyen antep antep fıstıklar. Kır zincirlerini gel aşka akalım seninle tarzı müziklerden taa Kafam hafif dumanlıya kadar işlerin rast gitmesini beklemek.Böyle liste sıralamalarının insana kattığı şeyi, düşünce gücüme ancak böyle sığdırabilirim. .Hemen bir kahve alıp geliyorum. 

"Ee  biraz üzülmüşlük azıcıkta isyankarlık var" ya da siz bayağı derbedersiniz ya.


STarcan

Asılsız Bağtıl İnançlar

Günün en anlamlı ve döşlü anına gelindiğinde ise ; aklıma direk şunlar geldi
"Bugün herkesin dilinden düşüremediği çok sebepli bir gün. Onuncu ayın onuncu günü. Çok şekil evlilik törenleri ve bir çocuğun doğabilme ihtimallerinin sıkıştırıldığı bu güne hoşgeldiniz .Tam dört saat sonra onuncu ayın onbirinci gününe geciyoruz ve herşey olduğu gibi sıradan,aksi,lanet devam ediyor  ? Merhaba rahatsız edeceğim ama bu bizim çok taze olmayan bir zihniyetimizdir.Tabi bunun evvel zamandır gündemde olan "saat 16.16 ayy biri beni düşünüyor, sadece biri mi beni çok kişi düşünüyordur" akranlarıda bayağı megaloman ve coollar,hoşçakalın.

@Starcan



 

Aptallık

İplerin kendi elinizde olduğunu düşündüğünüz zaman aptalın teki olursunuz.Böyle makbul görürler.Aslında size yakışan sıfatta budur belki de.. Aptal olursunuz çok sevdiğiniz zaman. El üstünde tutunca,üzerine titreyince ve bu tonlarda bir sürü dağarcık hükmünde. Mesala aşkınızdan tam ölüyorken. Diliniz bile dönmüyorken. Tuhaf. Özgürsünüz ama bu düşüncenize karşın akl-ı kıt bir ton arkadaşa sahipsiniz. Sizi dinlediğiniz müzik veya giydiğiniz kıyafet ile tanıdığını düşünen saçma salak dostlar işte.Bir işleri düştüğünde mi ? En güzeli en fikirlerine sadık olanı sizsinizdir. Onu yapmadığınızda ise ana avrat sövmüş gibi,en gereksiz adamı olursunuz dünyanın. Unutmayın,paranız varsa siz sürersiniz  arabayı. Olmadığı zamanlar da arka koltukta pisleyen boktan bir veletsiniz. Bu işler böyle. Adını hangi kendini bir şey sanan koyduysa,böyle.
Aslolan ne biliyor musunuz? Çizebilmesi insanın kendini. Ne zaman eline bir tual alsa düşüncelerini oturtabilmesi aynen durduğu yere. Ha bir de yalaka adam. Yalaka olan adam boş adamdır. Tükürdüğünü yalar dediğimiz an,şikayeti yanlış tarafından kıvırıp atmış sayılırız çünkü ona göre o tükürükte ondan çıkmıştır. Hay a-salak hay süper salak. Sen aklının tohumlarını her çıktığın basamakta üçer beşer bırakırsan yukarıya çıktığında kim dinler seni ? Kim dinler oğlum.
Geriye bir şey kalıyor ister 10 ister 100 yıl yaşayın.
 "İnsanlık." Ömrünüz boyunca bir şeyler alıp kendinize kattığınızda insanlık.Kendinizden ödün verip ateşi en başından yangına verdiğinizde.Hiçbir zaman insanları sevmiyorum demeyin. Ama unutmayın kaybettiğiniz an umurlarında bile olmuyorsunuz...


Bu arada ben ne yapıyorum yaa ? 
Nasihat Girl oldum 10 dakika da,e tarzım cool,bay


STarcan

2 Ekim 2010 Cumartesi

One More Cup Of Coffe ; Henüz sahip olamadığım aşkı,korkularımın baskın çıktığı aşkı,dillendiriyorsun gözlerimde..

26 Eylül 2010 Pazar

Gitme

Bütün şarkılarda kokunu arıyorum,henüz tadına bakmadığım kokun. Her zaman böyle mi kokarsın. Bütün benliğimi parçalayacak kadar felaket.Sustun. Evet anladım böyle. Biliyor musun susuşların bile memnuniyet bırakıyor içimde.Kızgınlığımsa hiç geçmeyecekmiş gibi bazen.
Gerçekten istenildiği takdirde yapılmayacak hiç bir şey yoktu değil mi. O da böyle mi düşünüyordu, yani sen işte.Gözleri konuşurken hep böyle titrer miydi.Yüreğinde ki o tarifsiz çağırış,hiç olmadık bir yerde sıkıştırabilir miydi tenimi. Tabiki de Hayır.Aslında evet ..
"Tuhaf hissettiriyorsun sevgilim".Hiç yaşamadığım bir heyecan dudaklarımda,saç tellerimden taa ayak uçlarıma kadar titriyorum.Sonra da çaresiz kalıyorum.Beni genelde nerede beklersin.?. Bir iz bile bırakmadan mı gideceksin?  "Gitme" Umrunda değilse bile düşündüklerim. Sen her gece başka bir aşkı giyip üzerine, başka tenlerle başka düşlere "gitme"demek isterdim.Ama anlamsız olacak biraz biliyorum. "Sen her şekilde gidecekmişsin,gitmen gerekmiş. Peki" Şimdi bu daha mı manalı oldu ? Hiç sanmıyorum. Neyse en iyisi ben şey. Şey mi desem ? "Seni şimdiden özledim." Belki en uygunu bu oldu. 

Seni Şimdiden Özledim

STarcan

22 Eylül 2010 Çarşamba

İşteoabi

Küçükken müzik kutularımız olurdu ya hani,böyle açtığımızda iki kişi çıkardı içinden.Klasiklerden bir şarkıyla dans mı ne ederlerdi "işteoabi" ondan istiyorum. Biri papyonlu çatık kaşlı bir oğlan,sahi o girlfriendinin etek giymesine mi bozulurdu hep.Neyse işte "oabi" ondan istiyorum.
Kendimi derbeder hissettiğim zamanlarda sütyenimden çıkartıp bir köşede izleyeceğim saygı değer bir oyuncak al bana. Tilkiler al mesala.Çık ve al abi.Aklımda birbirine çarparak dolaşanından olsun. Tepeye çıkıp  uluyanından olsun. Necmiye olsun abi muazzez de mesala birine..Yeter ki ben sessiz bir limanda sen onlarsız koma beni. Eline bastığında rakamları sayan bir bebeğim olsun mesala "işteoabi" her terk edildiğimde önüme koyup eline bastığım bir bebek. Düşünsene o acılarıma  hakim o sevdalarıma teselli. Ama benim olsun. 

STarcan

Aşk-ı Flamenco

Önümde cımbız,tükenmez kalem,bitmiş parfüm şişesi,vücut losyonları ve blog pencerem duruyor.Ve saatlerdir sesinin kıvamıyla beni yamaç paraşütüne çıkartan bir adam dinliyorum.Her ne kadar evlerinin önü boyalı direkle tanısam da , Flamenco parçaları dinlerken hep en muazzam duygularım okşanmıştır benim.Kendimi birine ait hissediyorum varmı bunun ötesinin dolayı oğluum,beni kendi etrafında delice döndürüp vücudumu konuşturan adam "kendimi sana ait hissediyorum lan" Meraba ben Simge eğer sende istersen yani bir ömrü paylaşmayı istersen. (Benimle)..Seni hep dinlerim PACO DE LUCİA 
Aşkımı dillendirdiğin için teşekkür ederim,seni seviyorum.

STarcan.

21 Eylül 2010 Salı

Merhaba Ben Simge

Merhaba ben Simge Adana da yaşıyorum 17 yaşındayım ve öğrenim hayatıma repeat emri verdiğimden beri ispanyolca müzik dinlerken ağlarım.Benim aferin dediğim de "hayır,novalgin" diyebilen arkadaşlarım  mevcut hayatımda,onlara ise aşırı sempati ve zaaf duyuyorum.
Dostlarımın gereklisi ve gereksizini ayırt edebilmeme rağmen hepsini baş üstünde gezdirmeyi araç değil amaç olarak kabul ederim . Bu sayede bir kaç ay içerisinde düşüncelerime karşı olan değişik tutarda düşman kazandım. Beni nasıl gördükleri ve hakkımda ne dedikleri hakkında da hiç bir fikrim yok Çünki konuştukları zaman algı güçlerinin bir taraftan eksildiğinden eminim.
21 yaşında ki evli mutlu çocuklu abi ve ablalarımın benim gibi ergenlere verdiği çok dolu nasihatlar sayesinde "hayat bilgisi" kavramını benimsemiş bulunmaktayım. 
Kural 1 hayat bize neler verir
Kural 2  peki ya neler alır.

Teomana gelince "her güzel şey bitermiş,aşk nedensiz sevmekmiş" felsefeleri olmasa herşey pozitif üreyebilir aslında insan hayatında.

STARCAN

Memnuniyetsizlikler

Sonuca varamamak,kavgaya tutuşmak,kalp kırmak ve ardından yola koyulmuş memnuniyetsizlikler gördüm gözüm mıhlandı. Muazzez Ersoy - Kahverengi gözlerin dinlerken kendimi böylesine masum hissedeceğimi hiç düşünmezdim. Gerçektende senin en güzel yerin kahverengi gözlerin miydi? Böyle marjinal şarkılar dinlediğim zamanlarda hep ne dinliyorum özelliğimi açık tutarım,hangi an hangi ruh hali ile hangi psikopatlıkta sakladığımı bilsin herkes kendimi. İnsanlarla yakın olmam nedensiz ve gereksiz kıskançlıkları en üst seviyeye taşımış bulunmakta,bunun üzerimde uyandırdığı rahatsız edici dürtüleri ise duygularımın baskın çıkmasını hiç mi hiç engellemiyor. Umrumda değil dediğim herşeyin umrumda olduğunu bilirim. Kendime olan özgüvenim ve "asdfgh" hallerim bana güç verdi. Zamanımızın illallah edilesi dakikalarla süslendiğini yaşayarak görüyorum. Buysa  dışardan göründüğü kadar eğlenceli değil arkadaşlar. Psiko analizlerimi ölçecek bir doktora ihtiyacım olduğu için deli sayılmıyorum. Sadece dengesizim. Karnımdaki felaket tellahı ağrı beni uzaya fırlatıyor. Ruhsatlı günümde de değilim üstelik. Her neyse konu dışına çıkmayacağım. Ben süpersalakagresif bir kız değilim. Sadece 1234567987 kere konuştuğum konularda sonuca varamamak,kavgaya tutuşmak,kalp kırmak ve ardından yola koyulmuş memnuniyetsizlikler görüyorum.

STARCAN

17 Eylül 2010 Cuma

Benim fabrika ayarlarım yok,bay

Abi o değil de bi gün facebookta göster ama elletme butonu çıkıcak diye korkuyorum lan. "ellemekten vazgeç" "sadece bakiyim vallaha ellemem" ler falan dönecek ortada. Bu arada günlere ayırdığım zaman perşembeye diş cumaya kulak hafta sonunda baldır ağrılarım denk geliyor. Üstelik kimse üzerime tekila şişesi boşaltıp bana taciz falan da etmedi yani.
Ha bi de dünden beri herkeste bi Fatmagül'ü sahiplenme dürtüsü belirdi. Ne bu lan benim fabrika ayarlarım yok bay.
Ablam tuvaletin ışığı açık kalsın simge dedi bende yanlışlıkla niye lan orası daha mı az yakıyo dedim. Cümle içinde hem lan hemde dalga geçer pozisyonda kelime kullandım.. 

starcan

8 Eylül 2010 Çarşamba

Doktor Vuhuzela

Her gözü yeşil olanı ona benzetiyorum ve bu düşlerimin hepsi,onun küçük ellerine benziyor. Herşey birgün geçecekmiş doktor vuhuzela bana öyle söylerdi,peki ben buna hiç  inanmadığım için mi bu hale gelmiş bulunmaktaydım. Hayır o beni severdi,bensiz nefes bile alamazdı. Vuhuzela bi baksana ? bu yüzden hala bana geri dönmedi değil mi? Bence Doktor vuhuzelanın antipatileri,aşamadığı sorunları var. Bana bir gün dedi ki sen kaybettikçe kazanacaksın. Size yemin ederim ki o kadın lastikli donunda anti-depresan saklıyor (..)

Neyse bugün oy pusulası almak için muhtarlığa gidecektim 12 dakikaya falan kapanacakmış,yetişmem gerekiyordu,efruz dayıyı gördüm bana orayı tarif edebilecek tek adam o gibi gelmişti dünyada,düşüncemin zıttını savunduğunu bilseydim dinlermiydim hiç.

Severek unutmak olur iş mi,bilerek uçuruma önden atlanır mı hiç? Yeni tarzım çok cool değil mi ? Emesende belli etmiyorumda benim durumum gayet "meşgul" şu sıralar Kendime saçma sapan takıntılar alıp,onları üzerime geçiriyorum.oysa ben eskiden daha güzeldim

@Tarcan

3 Eylül 2010 Cuma

Passenger

Uzun seyahatler de arkasına ateşle yaklaşma yazılan kamyonlara hep bir kibrit çakmak istemişimdir. Tuz gölünün başlangıcından bitimine 86 tane karpuz arabası saydım,kavunları hiç söylemiyorum bile.Burada yaşayan kesimlerin tansiyon  sorunu olduğunu düşünmüyorum. Bir ayran kapıp hurra göle gidebilirler.

Koltuğu yatar pozisyona getirmek hep arkamdakini  rahatsız etmiştir. Birisi yeniden otobüs tasarlasın.Evet içeriyi soğutan  klima her zaman bize valizlerden hırka çıkartma görevini vermekten vazgeçmedi. O koskoca aynasından utanmadan elini burnuna götüren şoförlere ise yeni bir başlık açarak,güzel ellerime zahmet vermeyeceğim.

Yolsa pestili çıkmış bir hayvan leşinin üzerinden geçmek bize bir şey kazandırmadığı gibi,arkamızda ki milyon tane yük aracından da bir şey esirgemiyor.Bana sürekli sıvı teklif edilen bir otobüste tuvalet olmaması benim suçum değil gibi bir sürü şikayet kutusuna katlanıp atılacak kelimem de nah hazırda. Her belediye girişinde hoşgeldiniz yazısı sadece 3 saniyelik bir görüş açısına sınanmışken biz nereye hoşgeliyoruz ?

Yolda ki kalan yolu gösteren tabelalarsa hep mavi. Neden mavi. Ben olsam mutlaka yanar döner ortaya karışık bir şeyler yaptırırdım. Zaten ben olsam,neyse.Adana 330 gördüm Bu tam anlamıya çok saat daha toto büyüteceğim anlamına geliyor.Evde de aynısını yaptığım için sorun yok tabiki. Ancak evde bana limon kolanyası için avuç açtırmıyorlar.E alerjim olduğunu nereden bilsin herif yani şimdi. Onlara göre bu bir nezaket
yemişim nezaketide hani meyveli keklerimiz hani çubuk krekerlerimiz.

ADANA / Dönüş
STarcan

23 Ağustos 2010 Pazartesi

İstanblue dinliyorum gözlerim kapalı

Conformist bir kişilik olmama rağmen düşünmeden durmam olanaksızmış gibi geliyor.
Oysa artık sadece düşünmenin bile beyinde rahatsızlıklar doğurduğunu hepimiz biliyoruz.
İçine ata ata sinir hücrelerini topuğundan sıkarak.
Hiç bir şey umrumda değil
İstanblue dinliyorum gözlerim kapalı.
Ama sor nasıl dinliyorum.
İnsanların düşüğünden,kapalı kutusuna kadar.
Şereflisinden libidosuna kadar dinliyorum.
Bazen bana hayvanlardan daha akılsızlarmış gibi geliyor.
Bazı sevdiklerim ve sevildiklerim hariçte değil üstelik.
Onları da bu grubun içine alarak İstanblue tıpkı böyle dinliyoruum.
Herkes yüreğimin bir paranoyaya yakalandığını düşünürken ben sadece çarpık ilişkileri açık bir adresle tarif edercesine.

Seviyorum, onun beni sevmesini daha hiç beklemeden.
Ve o da beni seviyor,biliyorum.
..
@Tarcan
16.12

Tımbalak Oldum

Ve nihayetinde soğuk havaya denk gelmeyi başarabildim. Artık burası sıcak değil. Dönmeme çok yakın etkisini göstersede idare edebilirim birazcık cık. Hacılar ben çok kilo aldım tam bir tımbalak oldum ya Aynanın üzerine perde örtecek duruma kadar geldim.Kendimi tanıyamıyorum en son üst üste 2 king chicken yedikten sonra 1 saat 40 dakika falan oturdum dün,hareket edemedim ne yapiyim. 

MJ Müzikleri ve videolarına iyice sardım. Herifin biyografisi şu ana kadar yaptığı herşeyden onunla yaşamış kadar haberdarım.
Ondan sonra
Bülent ortaçgil & teoman - yağmur dinliyorum saatlerce. Şarkıyı iliklerimde hissedene kadar. Birisi bana "yeter artık" diyene kadar. Bir aydır dinlediğim tek türkçe şarkı diyebilirim

80 & 90 a da iyice sarmış vaziyetteyim. Self control den başlayıp eye of the tiger'a kadar hepsini birer birer açıp o döneme ait dans stili ile değişik hareketlere bölünmekten acayip hoşlanıyorum

Müzikallere gelince "grease"  "moulin rouge" ve "notra dame paris" i iyice inceledikten sonra kendimi kaybettiğime inanmaya başladım.


@Tarcan

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Havalı Gökçek

Ders çalışmayı 2 gün aksattım ve gerçekten bunun bana verdiği eksiklik hissini damarlarımda hissetmeye başladım. Az evvel margarita adında bir kokteyl içtim ve tadı ruhumda çalkalanıyor. Burası soğuk. Aslında soğuk değil ama benim üzerimde hırka var.

Gökçek iyice havalanmış. Tatile gitti dedim ki ona "artık blog yaz" selam yazdım daha naber demeden link atmaya çalıştı. Girdim okumaya başladım tanımadığım bir sürü insan. Arada da bana gönderme yapılmış uyduruk bir paragraf. Dedim sığar mı bu yaptığın. Heye sığar dedi cevap vermeden de anladım ben yani bunu diyebileceğini. Çok özlemişim allahım sana geliyorum dedim içimden. de yukarda ki beni kabul etmez ki ramazan da bile hüptirik içtim. Aman bu kızı boş bırakmaya gelmiyor hacıoğlu. Adımı zor hatırladı muhabbet edince. İçinden bu kimdi ya ? dedi duydum ama yüzüne vurmak istemedim. 

Lan nasıl oldu bilmiyorum da,acayip bağlanmışım heralde. Ne biliyim sempatik değil mi. Sütyeninde anti depresan sakladıktan sonra bile mi ? Peki ya gözleri. Yok ulan yok yumuşamak yok.Dişe diş gidiyoruz. 

"Hem ben senin neyin oldum ki , sende benim tırnaklık kadar yerim yok ki,maniküre gelesin" 

11 Ağustos 2010 Çarşamba

You are

Şu şebeklemeye müsait suratıma hokkalı bir tokat yemeyi uzun zamandan beri bekliyordum. Beklediğim de başıma geldi. Adak adasam tutmayacaktı. İhanete sağ görüşlü müsün ? Sol mu ? Bu nasıl yemiş bir soruydu şimdi. Ben ihanete sıkı görüşlüyüm. Her ihanet benim o güzel yüreğim tarafından ödüllendirilecektir. E böyle bir memlekete göç edilmiş taa seneler evvel. Ve sana gelince;
AHMAK  ? sen ahmaksın


@Tarcan




9 Ağustos 2010 Pazartesi

Alışmaya çalışmak var

Aşk böyle bir şey işte. İçine bir kere girdi mi zehir de olsa kalacak kadar kurnaz. Acı çekmek sadece mazoşistlerin tattığı bir duygu değil yani. Sen ve bende acıdan günlerce aylarca kıvranmayı kendimize yakıştırabildiğimiz kadar sevdik birbirimizi. Gitmen gerektiği an çarp kapıyı  ve git.Alışmak kolay değil. Alışmaya çalışmak var. Herşeyin kendinde bittiğini sandığın an ölmüşsün demektir. Hemde kendini bir mezarlık alanının en toprağı bol katında yaşatmaya çalışabildiğince.

@Tarcan

Maneviyat

Eminim aşkla alıp veremediği olan bir insan bini aşkın hem cins attı ortaya. Bizi ilgilendiren kısımsa aşk değil ona karşı ordu olurdu. Hayır hayır objektif olmayı kelime dağarcığımla sınamıyorum elbette. Benim gözlerimi ateşe veren gözlüklerimin eski olmasıyla ört pas edildi. Hey onlar pahalıydı ama eskidi. Sırf bu yüzden maneviyat bir orospunun evlilik töreni kadar sıradanlaştı. Aklın eriyor mu ? İşte ermesi ya da ermemesi kimsenin o koca kıçından et esirgemedi Maliyeti veya bedeli ne olursa olsun kendime bir yüreklilik almalıydım pak fikirlilik. Küçükte olsa yanımda olmalı, nereye gidersem benimle gelmeliydiler.

@Tarcan

iyi kötü

İstemek yalnızca bir saniye yokladı beynimi. Ben seni sadece bir saniye içerisinde istedim. Zaman da bu kadar insafsız konuma geldi yani. Kaybedecek neyin oldu ben yokken. Sadece bir canlı cansızlaştı gözlerinin önünde Mesala ölüm ne demek onu anladın. Beni kendi bilinç altında öldürmek seni vicdansız kıldı mı? Kıldıysa benim giidşim neydi. "Sadakat" İşte bu kadar karıştı ortalık. İyi kötü kötü iyi oldu birden. Ağır ağır susman gerekli. Kelimeler diri diri  böyle gömülürdü ancak. En son uğradığın yenilgiyi anlatabilir misin bana ? Ona senin nereden rastaladığın tarafını soruyorum.

Evet deprem belki bir yangında kaybettim seni.
Ama iyikide gitmişsin sevgilim. 
Senden sonra ortalık işte tam böyle karıştı.


@Tarcan

4 Ağustos 2010 Çarşamba

İstanbul-u allah

Allah seni kahretmesin overlokçu. Anladık ulan anladık halıya da paspasa da halıfileks kenarınada zıkkımlanıyorsun.Anladık  İtinayla süslüyorsun , hemen de teslim ediyorsun de. Niye anırıyorsun be kadın ya.
Uykumun yine öğle saatlerine denk düşen tavırları ile birlikte.Çarşafın halıda,ayaklarımın da duvarda olması.
İşte hayat yine bize şekil yapar pozisyona gelmek üzere. Tığh tııık. Ben geldim. E hoşgeldin hayat.
Şimdi ben genelde geç uyuyorum. Telefonun göz bebeğimi dengesiz kılan rengi ile bir bağ var aramızda ne yapiyim.Al Batarya zayıf ? Ne kadar çükten bir uyarı ya bu.Yattığım yere yakın bir piriz yapsan ne olurdu lan nolurdu.Zıkkımın duvaklı nikahı nolurdu. Fesleğen suratlı nolurdu. Poposu kafasına oransız nolurdu* 
-"kes sesini." Sussana laan külüme muhtaç komşu. Sesiğin dereceğini bilseğe laan. 

@Tarcan

29 Temmuz 2010 Perşembe

Aradan aklımı dengelemeye engel milyonlarca gün.
Ben adını bağırdıkça başka bir bulut devrildi.
İçimdeki burukluk gövdemi çevreledikten sonra , saçlarımı sağ tarafında bir boşluk bırakacak şekilde kestim. İşte o gün düşüncelerimi kaybettim. 
"Küçük Kızın Düşüncelerini Kaybetti BABA"

@Tarcan

23 Temmuz 2010 Cuma

Manita

Ben senin beni akıllı kılmaya sakınan,bütün engerek duygularının manitası oldum bir gece.Kazanırsam mağlup olurmuş yüreğim.Kaybedersem madalyon.
Aklımı ne kadar çabuk yitirdim o kadar iyi yani.

@Tarcan

Ellerin ellerime değdikçe yandı parmak uçlarımız.
Cahillik ;
Gözlerimizi ateşe sürükleyecek kadar kuvvetli bir olgu oluverdi birden.
Ki düşün biz onu senden önce nasıl BİLİRDİK ? Adına ne derdik. 
Neyin nesi , hangi elin sesiydi !

@Tarcan

Felaketin Fevk-i

Biliyorum aşk gecenin körü bütün zihnini kuşatıyor. Ve nereden düğümlediysek oradan kopuyor içmizde ki nefret !Ruhunun yüreğimi ele geçirdiği her dakika için bir kere daha dokunuyorum sana.Kimsesizliğini basit bir yaraya tutarak kanattığım an , Kırılgan tenin bütün sessizliğini bozmuş oluyor.Ve korkularımı bir uçurumdan aşağıya doğru sarkıtarak sınadığım her gece dudaklarımı dudaklarına örte örte üşüyoruz seninle.


@Tarcan

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Elin tenime isabet etse çıkartacaksın.
Bir dokunuş , bin ah olacak sonra. 

@STarcan

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Sinir katsayılarım arttıkça,küçülüyorsun içimde.
 Ve ben nereden baksam oradan bir gereksiz ayrıntı daha.




Arzu

Duvarda ki tabloyu seyrediyordum. Bir tarafı diğerine göre daha dik duruyor. Neyse. Dans etmeye ne dersin. Kalbim gerçekten hızlı atıyor. Sanki tenim tenine değdiğinde. Hayır hayır. Bu kadar ürkek olursam hep kaybederim. Kazanmak isteyen kim desene. Haklısın. Bak yine kendi kendime konuşmaya başladım.

- dolanalım mı biraz ?
- o olur
-birbirimize dolanalım
- yo yo bunu yapamam

Harika ? Bende anlaşabiliyoruz sanmıştım. Hangimiz kurnazız? Neden yapamazsın şimdi. Dolanmak ? Bağlı olalım istiyorum. Bağımlı mı demeliyim. Resmen kendime bir şeyleri kanıtlamaya çalıştım. Farkettin mi ellerim ellerinde duruyordu. Gözüme bir şarkı iliştirmiştim. Ne diyordu ? Sanki çokta anlarım."şarkı kulaklarımızdan kesilene kadar gözlerime bak"Hayır sevgilim şarkıda böyle demedi. Bunu ben istiyorum. İstek mi ? Arzu ! Beni gözlerimden bağlayıp yangına bırakan tek güçtü. Ne zaman yanmaya başlasam. O zamandan beri (..)

@Tarcan

Şehvet

Adam bir parça kokuşmuş afyonu görünce yataktan nasıl da zıpladı.Çarşafıma sinmiş izmarit kokusu saçlarıma karışmış kadar oldu. 
-Ben buralarda bir yerlerde inebilir miyim bey efendi ?
Lanet üzerimde bozuk para dahi kalmamış.
-Arkaya geçelim hanfendi !

Bu işler böyleydi. Tanrım resmen çaktırmadan fahişelik yapıyordum.Tamam bu iş böyleydi de bi yerden sonra gücüne gitmezmiydi insanın?Limit koyulamaz bir bedeni o iğrenç sakallı herifin ellerine emanet edebildiğime inanamıyorum. 

AH ! Teri arabanın tekerleğine kadar sızmıştı. Benimde gözyaşlarım. Sahi onlar yüzümde donarkende öyle güzel görünüyor muyum? 

(Şehvet bacaklarına mı dolanmış ? Oradan yukarısı zaten paha biçilemez rakamlarla süslü değil mi ? Ve sıraya konulan binlerce kesimin üzeri karalanınca. Geriye tek bir çözüm mü kalıyor?)

-Yapmayın bu adam benim büyük babam yaşında.

@Tarcan

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Gökçe var bi tane

Ki ben ona söylediğim her kelimeyi iki kez düşünürüm.
Ki ben onu ne zaman kıskansam küçük bi çocuk gibi (..)
Ki ben onu o kadar çok sever o kadar sahiplenirimki, fikirlerini bütün düşüncelerini "ağbi bu kız varya" diye diye milletin beynine (..)
İşte o kız benim hayatıma resmen cümle dikizliyor. Yok böyle bir şey. En olmadık anda kavuşmak endişelerimiz dayanıyor kapıma. Yumruklanıyorum. Taciz ediliyorum , yeter.
Hayır aynı şehirlerde , lan olum biz aynı okuldayız. Yani bak benim içimden şehirler geçiyor , bu kızda her durakta duruyor ama inmiyor. Bir çağ gerek bize  , bundan özgür..
Abi bu iyi niyetini sermesin önüme söyleyin yaa !? Suistimal ederim falan. Vicdandan geber miyim bak sonra. Söyleyin muhteşem olmasın böyle. Eline kalem almasın. Suratını , elini , ayağını çekmesin,çekmesin.
Ya tamam yazsın çizsin de,başkası görmesin,üf.
Korkarım,kapılıyorum seline.
Her şeyim olabilir misin?
Ama herşeyim bak. 
Bir anımı bile kaçırma tamam mı.

@Tarcan

28 Mayıs 2010 Cuma

Talep

Bir insanın ne zaman öleceğini bilmesi çok berbat bir duygu.İşte her gece böyle bir memnuniyetsizlik anlamlaştırıyor beynimi. Yaşayabilme gücümden çok rahat uzaklaşıyorum.Bir adım bir adım çalıyorlar ömrümden. Biliyor musun ? Ne halim varsa şimdiden görmek istiyorum. Parçaları birleştirsem de yeni bir ben yok sonunda.Sonunda noktaya basabilirim ? Parmak uçlarım. Parmak uçlarım bile yara alacak ah.  Tek bir kelime basitleştirdi yediğimi , hazımsızlık , his ve düşünce kıtlığı yaşamaya başladım. "gidebilmek" . Bırakın gideyim .Suya mı düştü hayallerim,düşsün. Varsın adam gibi adam olamadım sonunda.


Bakın ben kimseden hak filan talep etmiyorum


@Tarcan

27 Mayıs 2010 Perşembe

Susaya susaya sana kanıyorum

Ben seni düşünürken beni özlediğin oldu mu hiç ? Benim olmuştu. Yani senin beni düşündüğünden emin değilken bile ölesiye özlerdim seni. deli gibi bir yangına tutkun.Sanki yaktıkça yakacaklar ellerimi.Ki o sana yakışan , ki o sana uygun.Tenimi tenine yediriyorum. Saçlarım dağılmış.Dilimin ucunda bir şarkı sesi. La ra ri ram. Ucuza gider mi bu şarap senin dudaklarında?

@Tarcan

13 Mayıs 2010 Perşembe

Kelebek

Benim yenmiş tırnaklarım vardı. 
Hafızası saç diplerine kadar kazınmış , aksak duygularım. 
Benim ne yaptığını bilmez avuçlarım vardı. Onlar hep içinde bir kelebeği saklardı. Sorun da bu ya?
Benim ömrü bir gün olduğunu bildiğim bir kelebeğim vardı. Ve o her gittiğinde , bir dahaki sefere bırakmayacağıma söz vererek kendimi kandırdığım bir beynimvardı.
Benim derdim ? Aslında uzuun uzuuun tasalarım vardı. Yolumu her kaybettiğimde , sadece bir kere düşünüp
Benim önümde saçma salak engellerim vardı. 
Benim gerçeğim vardı , hayaliyle kavga ederdim.. 
Benim pişmanlığım vardı.

Anne ? Sen söyle. Nasıl dayanır yürek bir daha göremeyeceği bir ruhun kalbine. Nasıl bir şey sahi ? Zihnini alırlarsa hani. Sonra düşünme gücünden eksilince beyin. Yani diyorumki dalıyorum ya ben arada sırada. Anne beni anladığın oluyor mu ?. Hasretin daniskasındayım. Resmen gözlerimi kontrol etmekten , yazamıyorum. İçi kızarık , dışı kabartı tonlarında. Nasıl gider bu aşk ? Nasıl biter anne ? Yapma . En son gitmesini istemediğimde de gitmişti. Şimdi bitmesini istemesem bitmeyecek mi ?. Anne zamansız kalbi acır mı insanın ? Titrer mi elleri vakitsiz.


@Tarcan

2 Mayıs 2010 Pazar

Ya evde bir sandalye bulamazsam ?

Sen kendini bana katiyen ilikleyemezsin. Tutturamayız aynı nefeste aşkı. Bırak dedim , bırak ki dudaklarından benler okunsun. Bıraktı. Şimdi de gidiyor. 


Üstelik lik bana kendini yalnızca bir süreliğine ödünç bırakarak. Sensizlik bile emanet kaldı yani kalbimde. Bunun bile bir sonu var artık biliyorum. Ki bu ruhumu çırılçıplak bırakan , ki bu beni  ; yarım , talan , hüzünbaz. Bu aşkıda alıp  götürüyorum.


Uzanamayacağım yerlere kaldırabilir mi yüreğim seni. İstesem bile tutamazsam ya sonra. Ya evde bir sandalye bulamazsam. Üzerine çıkıp seni , seni..Aah ya kapıyı aniden açıp , merdiven boşluğuna koşar. Ya apar topar kendimi aşağıya bırakırsam. Ya bunu tam yaparken , sen yarımsan kalbimde. Ya bana söz ya bana bir gün yine geleceksen. Ve ben aceleyle ya çok erken davranmışsam ?


" Her gece üzerine parıltı örterek gündüzünü çevreliyorum. Kimi sevsem sen çıkacakmışsın yolun sonunda. Kime değsem yine aynı ten. Ne kadar tutsam elini o kadar bırakacak. Ne kadar  baksam gözüne o kadar kaçıracakmışsın gözlerini."


Bir kaç gündür elim ayağım tutmuyor.O kocaman evler birden daracık , o kocaman duvarlar sanki artık ufacıklar. Ve benim bir endişem var. "Özlemek" Özlemek her saniye bir kez daha can eksiltiyor ömrümden. Sense bunu bile bile bana sırt çeviriyorsun. Giderken bile güzel kalırsın içimde biliyorum. Giderken bile şık vedası ile gönlünün. Ağır bir sancıyı temenni ederek gönlüme.


Ne yapmalıyım ?
Ya boku çıkmışsa acının adına irdelemeler yapacak kadar.


Anladım bana artık yoksun. Bana artık olmayacaksın.
Olsun sen beni böyle besleme , sen beni gide gide besleme.İllaha ki  büyürüm ben. 


@Tarcan


Noktalar

26 Nisan 2010 Pazartesi

Ne Dersin ?

İçine nereden girdiğimi bilemediğim bir kaygı. Hafif kumral ve uzun boyluca. Madem yoktular niçin sevdim adından tiksindiğim onca adam. Onca adam tenime uyum hesaplayıp , şimdi paha biçilemez kuyruklarda. İnanmak içime sinmiyor inanmak. Ben senin öyle gidiverişlerine , gözyaşı yakıyorum her vedanda. Her yaktığımda bir kez daha yangın düşlerim. Ve her yangında emellerimi küllere deviriyorum. Aşk bir kez daha ölümsüzleştirecek kalbimi. Sanki ne kurşun ne bıçak fayda edecek. İşte günlerden bir gün, gizlice ağlıyordum , kimseler görmesin kimseler bilmesin istedim. 
Ne dersin?
Benimle yaşayıp benimle ölsün mü bu sevda.

@Tarcan

Konuşma

Tükenmeye yer arayan bir sabırla uyanıyorum kaçgündür. Ve boğazımda düğümlenen hiçlik duygusu. Bilmem hiç benimki kadar tıkadılar mı yollarını ? Yerli yersiz engeller koydular mı önüne bilmem. Sus. Çünki bağışladım sessizliğini. Ben sesine hasret kalana kadar sus ! Çünki bağırtılar kötüdür. Çünki bir cam parçası sen her konuştuğunda deşer zihnini. Ve bilmem sen hiç kesilene kadar yüzdün mü ? Ben boğula boğula her battığımda , ben ölmeye yakın tenim su üstüne çıktığında. Sakın konuşma ,  çünki bağışladım sessizliğini.

@Tarcan

12 Nisan 2010 Pazartesi

Diken ; kendime çektikçe ucunu ucuma batırır. Bir hissiyattır diken , gülden esirgendiğinde.
Kan ; akıta akıta acıyı bir yatağa yatırır . Çöl'e gitsen su olur. Deniz'e varsan güneş.

@Tarcan

Ölüm Gittikçe Çürütüyorken Yüzümü

Düğmeleri geç kapatılmış bir pencerenin , perdesine dokunabilmek , ağır bir yankıdır , izi belirsiz.
Ve her yankılandığında sesin bir kez daha yalan söylemeli.
Yalan ; söylemekten hiç çekinmediğimiz bir baskıdır üstümüzde.
Modern bir gömlek gibi tadına vara vara iliklenebilir.

Şarap ; aklımı alıp götürsün diye sarhoşluktu bir gece. Ve bir gece ansızın gelebildiğin için , sendin zihnimde. Sen ? Belki sen'i bulduğum için aramadan
Belki yapayalnız bir günümde gönlümü kalabalık ettiğin için sendin.

Ten ; tenime değdikçe , seninle bütünleştikçe tendi içimde. Ve ölüm gittikçe çürütüyorken yüzümü.
Yürek ; mutlak kırılmaya pahaysa yürekti..Zaman ; zerre kadar kuşatınca yalnızlığı..Aşk ; gözbebeklerinde büyüdüğüm kadar taşmış.
Şehvet ; bir orospuya sakalların denk düştüğü kadar çılgındı. Zor ; içine düştüğümüz kadar kaygan. Ağır ; hafiften çıktığı için basamak basamak ağırdı.
Yollar ; dilediğince uzatılabilen gözümüzde. Yara ; kapanmaya hayli inatçı bir hastalık.

Göğüs ; kafeslere sığıntı bir ucube gibi , direnişe mahkum. Böyle böyle dokunuş bir ihtiyaç. Ve sen gidebilecek kadar cesurken ben kalabilecek
kadar ihmal edilmiş.
Ben ; sarhoşluğum. Başın dönerken aynaya bakabilmenin tuhaf ve kekremsiliğince sarhoşluk.
Sen ; Ruhun evirip çevirebildikçe döngümü. Düşündükçe içime gömülen bir fikirsin içimde.
Bu seyirde akıl ; mahsus yürütülen bir sürgün.
Ben mantıksız ve kiyafetsizce erişebilmeyi beceren bir tonum aslında rengine.
Bu renk ; Ki kanıma işleyecek kadar mahçup düşürdü gölgemi.

ŞE RE FE

@Tarcaan

11 Nisan 2010 Pazar

Aana ÖSS !

Stres fışkırtan kalabalık ve insanların çeşitli ten kokuları.Dışardan şimşekler diye bağıran atkılı tipler. Oğlum hiç mi görgünüz yok. Adamlar içerde kağıt kemiriyorlar kağıt. Böylelerini var ya alıcan duvara vurucan kıvılcımlanacak. Sonra ampüle bağlıcan ayaklarından. Bence her insan yaptığı nezaketsizliğin kendine yapıldığını farzedebilirdi. Düşünsene tam odaklanıyorsun bir kedi miyavlaması başına kakıyor. Sonra onu kesince sana "satan." diyorlar. Abi onun tüylerini de alır şişlerim ha ! Yavrum ya o kadar bekliyorlar bekliyorlar. Ufacık bir zaman dilimince bütün kariyerini gözüne dikiyorlar insanın. Almak isteyen alıyor , öbürikiler çekip gidiyor. Çekip giden de almak istemediğinden değil ha. Ben anlamıyorum hastalık hastalarını ne yapıcaklar. Başı dönse , öküzün biri sıralamada onun önüne geçecek. Böyle böyle hakkı olanda yerinde sayıyor. Gariptir garip. İşsizlik yoğun. Gençler aktif değil. Bu şehir insanı tuhaf kılıyor.Bir insan 7 de neyse 70 te de o değil midir allah aşkına. İpleri sıkın sıkmasına da. Boğmayın yazıktır, sonra intihara tenezzül edilir. Elinizi açmış , pişman olmayasınız. Dövmeyesiniz dizinizi. Anlatıverin ayrıntılı , çok düşünmeyin. Velveleye verirler sizi. İnadınıza kalem satarlar bunlar yangınlara.

@Tarcan