28 Şubat 2010 Pazar

Şikayet

 Ötekiyle mukayese edilemeyecek kadar muazzam aşklar gördük .E ne oldu sonra ? Süresini yeniden başlattılar sevmelerin.Serbest bırakıldık,şerefe dedik Liberalizm.Bir kadehlendi içim , iki kadehlendi ki. Ne oldu sonra ? Bütün egolar eskiyen gruba dahil oldu. Kim isterse istesin tatmin edilemeyecekmiş. Ukala ukala sohbetlere dil bölüştürdüler.Tıpkı bir kısır döngü gibi. Bu nasıl lügat dendi ? Ne oldu sonra " ilan-ı göçebelik". Kaçmacalardan ziyade kovalamacalar boy gösterdi. Bir maratondur böyle gitti.Hatta bir ara uzana uzana ciğerler bile mundar edildi. Yeri geldi prematüre duygular doğurttuk analardan. Sonra evirip çevirip onları da küvezledik. Yeri geldi anti-modern bakış açılarıyla yumruklandı kapılar.O kadar karşı gelindi gelindi nihayetinde bizde dantellendik. İş işledik adına ömür dediğimizin. Benim görebildiğimi göremeyen var mı ? Sorun şu ki "Sanki herşey bir anda maktül oldu ve biz her çekişmede dilediğimize toprak verdik."

 Sen bunca zaman besle besle de kargayı sonra oymasın gözünü.

@Tarcan

Palandöken

Evet çıkmış dokuza inmez sekize bir akşamın ardından bir şeyler hatırlıyordum.Tek bildiğim de ne kadar denesem de çözememekti : Şehirler olsun Caddeler olsun insanlar olsun sen ol , düğüm düğümdünüz. Yine de  farkında olmak bile bir çeşit güzellemeydi içimde. Önüm, arkam, sağım, solum sobe. Kısacası ağlasam nafile , zırlasam nafileydi .Bir problem de şuydu ki; Bu şehir bizi mıhlardı. Lafı nereye getirdiğimi anladın.Apar topar olmasa da en kısadan gitmek gerekti işte.

"Düşünüyorum da
 Palandökenlerden mi bıraksam kendimi,
bir yolunu buluruz yuvarlana yuvarlana."
 

@Tarcan

Soprano

Yine bir keman sallanıyor baldırlarımdan.
Bacaklarıma vuruyorsun "SOPRANO"
Bir rüzgar gibisin ve her gün değişik yerden esebilmeyi beceren tonlarda ,
Biliyorum,
Seni nerden la net ler sem , oradan taşacaksın.

@Tarcan

26 Şubat 2010 Cuma

Gün ler den Ay rı lık



Sevişmek ; Sadece adının verdiği kadar utançtır bilesin.
Sen ; Terletebildiğim kadar bir pipoymuşsun ağızımda.
Ben ; İlginç bir yangında alevsiz  ve alevsiz yanmak daha da fenaymış böyle bir yangında.

İşte günlerden o kadar ayrılıktı , kulaklarımda gidişlerin.Patır patır indirdiler suratıma.Tam ağlayacakım , utandım sevgilim. Niye ? desen onu da bilmiyorum.Dedim ya günlerden o kadar ayrılıktı , kulaklarımda gidişlerin
 "Uzunca telaşlandım ya da ucuzca"

@Tarcan

Sarhoş Olana Kadar


(Birer birer çıkartacaktı üzerindekileri.HALİ ? Hiç günahı olmayıpta aşk'a soyunurmuş gibi.Sanki sanki yatagına çekilip te yorganına susuyormuş gibi olacaktı.)

"Dudaklarımda sana gelebilmenin akıl ermez heyecanı

Sarhoş olana kadar dokunabilmelisin bana 
Gözlerine baktıgımda başlayabilmelisin.
Adım adım ölmeliyiz o anda
Belki öpüşmeli , öpüşürken bölüşmeliyiz
"



@Tarcan

California Dreamin

 Ey Nostalji ? Ey Ayağıma kadar kapanan gönül çeliş.?
Ezberledim adını , gitsen de her gece her gece ben kulağında hoş bir fısıltı . Yine açık unuttuğun günlerden biriydi üstünü , gelmiştim ve gitmeyi hiç istemediğim. Sanki bir sır gibi saklayıp seni , ama bu gece tutamadığım.Ağzımdan kaçıveren bir mektup gibi "sevgili" diye hüküm giydirdim kağıtlara. Ne acıydı tadı ne de tatlı ? Biraz biraz düzenbaz kaçan gecelerden biriydi işte.

All the leaves are brown , all the leaves are brown 
  And the sky is grey , and the sky is grey

P.S: Modernize edilmiş bir besteye ancak bu kadar arabesk gitti herşey. Olsun , e olsun . Ezberlemiştim adını , gitsen de her gece her gece ben kulağında hoş bir fısıltı , önce üstünü örtecektim sonra da 

@Tarcan



25 Şubat 2010 Perşembe

Belki bir yarası vardı

Biliyorum sana giden de bir yol aynı bana dönülenden. Belki diyorum sensiz geçen günlerin çekilmeyen hesapları , belki bir yarası vardı önceden. Yumuşaktan ziyade serte kaçmış bir tonu var ki hiç görmeyesin. Ellerim düşüverir benim tam kaldırmaya uzatırken.. Sesini kısıp içerisinde yüzmeye çalışıyordum kalbinin , ta ki kapılıp bocaladığım zamanların halimle dalga geçişini hissedene kadar. Fişler çoktan çekilmişti ve gitmem gerekiyordu. Geriye döndüğünde takip edilesi bir caddeden sana neler bırakabilirim diye düşündüm ? Acı acı ve belki acı (..)

@Tarcan

23 Şubat 2010 Salı

Beni Aldatmışsın ?

Saklambaç oynuyor gibiydi sensiz olmanın beynimi uyuşturabilitesi ve beni aldatmışsın
Arkadan gözlerimi bağlayıp ta , önümde bana sarılabildiğin kadar

@Tarcan

Öbür Gün

Bugün yarının habercisiydi yarın öbür günün öbür gün öbür gün öbür gün hangi öbür gün ? Herşey ortadaydı işte kapı kapı dolaşıyordum vurgun yediğim geceleri. İsyanlarımı birleştirdiğim felaket bir çizgi ve başımı kaldırmaya mecali olmayasıca parça parça yenilgiler beynimin tam ortasına saplanmış bıçak gibisin . Tuhaf , öbür gün hangi öbür gündü. Ucuz hesaplamaların da ardından. Ben diyorum ki ?  Ne silebilirim seni , ne de tekrarsız yaşayabilir.

@Tarcan

22 Şubat 2010 Pazartesi

Dedim ki ;

"Git karış şunların arasına ,
gitmek ya da kalmak arasında ki düğüm'e bağlasınlar ellerini ,
bir vakit gelsin kanlar aksın bacaklarından ,
bir çocuğu düşürebilme olasılığını tatsın yüreğin."


@Tarcan

Gidelim

Hayır hayır . Kendimi yediverenlerden aşağıya sarkıttım hala Tarrango. Göz bebeklerimin sağa ve ardından hemen sola , ne olduğu belirsiz bir gürültünün nazik dokunuşlarına seninle imrenişleri. Bekleyişlere seninle birlikte bir şans daha verebilirdim. Harkulade müziklerle delice dans edecektik. İşte ışıkları söndürüşlerim ve senin buna kapılabilmelerince aşığım bu hisse. Bütün terk edişlerini şimdiden şikayetlenip , sana kalman için tekdüze sevgiler veriyorum , sevişmeleri de alıp üzerimize 

GİDELİM 

 @Tarcan

TARRANGO

Sırtı dönük gitmelerin telaşlı gelebilmecelerin tadına bakacağız birlikte.Gerekirse sen sadece inişli çıkışlı bir tango melodisi olarak kal  , kapı kollarını kıracak kadar deliye dönüşlere ve yürüyebilirken bile takılıp düşmecelerin tadına bakacağız birlikte.Yelkovan sana saati sorduğunda ona sade ve sadece benden bahsetmeli ? Ben bir akrebin tüyleri dökülmüş kanadından seni her izlediğimde bak aklıma neler gelirdi, sevmelerin ve nefret edişlerin tadına bakacağız birlikte.
* Şimdi sönebilir mi mümkünse bütün ışıklar?

Club Des Belugas - Tarrango

 @Tarcan

Y.O.K

"İzin ver bugün burada ki  bütün ışıklar yüreğimize oturacak kadar karanlığa yürüsün bizimle "
Her zaman ki gibi başlığımı da konumu da itinayla sana sakladığım günlerden biri
Mutlaka aşkın altını yakıp bizi ateşe vereli çok olmuştu.
Yitiriyorum kendimi,benim seni tanımlayacak bir kelimem y o k . 

@Tarcan
"Gömleğinin yakasına her üflediğim de
Yerli yersiz iç çekişlerine şerefe diyecekti düğmeleri
Biz aşk'a kafiye kurabilen tek ipliktik
İstediğimiz yerde düğümlenip istediğimiz yerde sökülebilirdik."

@Tarcan

19 Şubat 2010 Cuma

Bir Kağıt Bir Kaleme Gömün Beni

Her insan kaybetmeyi bilir , kaybedilmeyi. Apar topar evden çıkmam gerekmişti. Aceleden varımı yoğumu unutmuş olmalıydım ki , sallana sallana kollarım , bilemediğim bir boşluk çıkmazında. Yürüyebilirdim geceleri bazen güneş , kar yağsa da . Kafamı karıştırıyorlar önüm ikilem arkam çelişki. Düpedüz geçebiliyorum denizleri. Oysa onlarında taşı var , kayaları. Karelerden bozma sayfalara mektup yazmak adına intihar denecek kadar. Noktasına da virgülüne de bir iz bırakmak. Tepetaklak olacaklar. Yaşayınca zor' a kaçtık diyordum. Gidebilmek te kolay değilmiş. Düşündüm de " en son beni ne zaman gördü ? "  "en son beni ne zaman gördünüz ? " Ben mi ?  Bakın her insan kaybetmeyi bilir , kaybedilmeyi. Basamakları teker teker , ne yükseğe ne alçağa. Yerimde saya saya şarkılar , bazen şarkılar dedim en güzeli. bazen aşk. Bazen dedim acı bazense onlar. Zoraki , tıkabasa cümlelerde doldurdular beynimi. Her yazdığımda kulağıma dokunuyorlar. Benim canım yanıyor. Başım eğik . Gözlerimi kaçırıyorum. Nefsimizin tuhaf mı tuhaf kuralları  "Yine şunu yapmazsan bu olmayacaktı " Birbirine bağlanmış sürüsü sürüsüne iplik. Çık çıkabilirsen aradan. Ama ne yazık ki ben huyu kuruyasıca bir insandım.Ve hiçbir zaman başkasının istediği gibi biri olmayacak. Şu vakte kadar aklımdan geçenler bunlar. Sonra mı ? Söylemek istediklerimin çeyreğinden hemen hemen bir sokak arka tarafa dönüyordum. Yüzüme ışıklar. Özleyecektim. Bugünlerde henüz Aklımı kaçırmamıştım ama kaçırmış kadar da deliydim . Bir tuhafiye aynasından son kez bana bakmak istedim.Herşey istediğim gibiydi .Süslenip gezmeye gidermişçesine.Elimde göz boyacılar. Işıklar kapalı olacaktı, sırtım da perdeye dönük. Masanın üzerinde tek mermilik kurusıkılar. Varsın duymasınlar ? Kimi yürüyüş parkurunda kimi bir adamın altında.

Vicdan-ı Azap vardır bilir miydiniz ? Onu nasıl bilirdiniz . Ben böyle bilirdim. Mısralardan kalbe kadar duyulan. Yağmur da bile cayır cayır yanmalar. Bakın her insan kaybetmeyi bilir , kaybedilmeyi. Tesadüfen bir duvara yaslanırken buldum kendimi.  Sanki kimse beni görmüyor , bilmiyor. Tanıdığım ve tanımadığım gerekli gereksiz arkadaşlar. Üzerinde siyahlar ağlıyorlar. neden dedim ? sanki kimse beni duymuyor. Gözümden bir yaş. Koştum,durdurmuyorlar. Olsun Bir kalem bir kağıda gömün beni. Toprak yerine kelimelerle üşüyeyim.

@Tarcan

17 Şubat 2010 Çarşamba

Kendime Ne Zaman Baksam Bir Başkası

Gözlerimde seni bırakabilmenin tuhaf cocuksulugu , bir gün gecse sonra ertesi sabah. önce senin adına duzelttiğim bütün siirlerimi gözden gecirdim birer birer. Sonra karsımda dık baslı aynalar. Kendime ne zaman baksam bir baskası Bir baskası , Bir baskası . Yapısayım dıyorum da bogazına .. kaldırayım. Sallansın bacakları. Bacakları carpıktı ve daralıyordu zaman. Altında bana dair milyonlarca karalama..

PS: Buna baslarken Hoşçakallar dizdiğim parantezlere alınmış alafranga notlar düşündüm. hepside kendine iyi bakcıklardan farklı olacaklardı. Ama sanırım yapamadım . Kendine iyi bakmanı istediğim falan da yok. Sadece Kendine iyi bak .

@Tarcan

16 Şubat 2010 Salı

Asparagas

Baglayıp ta elleri , gelisigüzel'e mükemmeliyet vermek.Sonra ne mi oldu ? otur , hepsini teker teker anlatiyim.Bu aynı nasıl biliyor musun ? Asparagas gibi .Zihnimde dolaşan uçuk renkli.Sıktıkça sıktılar ellerimi, gözlerimde merhemler.Ağızımı açmama bile kızıyorlar anne.Burası soğuktu dün gece.bugün bir başka derdim vardı ama benim .çukur dolu bir şehrin çirkin kahkahalarına alışabilmece.Hemen ileri de bakkallar , darabalarından oluk oluk kir
Hayat biraz ucuzlamıştı anlıyacagın.

@Tarcan 

12 Şubat 2010 Cuma

Anlayamıyorum Evlat


Ah bir de melankolik sitemleri yok muydu ? Elinin tersiyle bir tane patlatacaksın ağızının üstüne.Anlayamıyorum onun gibileri , ( senin gibileri ) anlayamıyorum evlat.Daha yaşın kaç ki .Bilirmiş gibi yazıyorsun ağaçları.Bir gecenin mesala; yatağı yorganı üzerine çekip siyah olduğundan nasıl eminsin bu kadar?Anlayamıyorum evlat.Pencerene kurulmuş bir bardak çay içerken nasıl oluyor da doluyor gözlerin.Bir denizin mehtaplı kokusuyla nasıl çiziyorsun dalgalara güneşi.Anlayamıyorum seni evlat Bazen bir hiç oluyorsun bazen yarar bütün herşeye
bazen kollarını sıvayıp bir şiir yazıyorsun bazen uçurumdasın elinde bir yelpaze 

@Tarcan 

11 Şubat 2010 Perşembe

Nasıl Desem ?

                                                      

  Gitmene yaklaşık;

Üzerine seni işlediğim bir seyler vardı. Diye başladım yazmaya
Nasıl desem şarap belki belki zaman tadında.

Düşündüm de;

Sonra hep aynı gitmedi mi sanki ? Anlamak ve anlayamamak,
Huzursuzsuzduk epey.Gündüzleri beyaz söyler geceleri siyah çevirirdin.
Tesadüfen üzerine seni işlediğim bir şeyler vardı 
Nasıl desem şarap belki belki zaman tadında.

Karar verdim;

İşte şimdi gidebilirdin ?Ben bitti artık bu son derken
Sen dönebilmeyi düşünmeden (..) 
Biliyorum.
Bana göre erken,sana göre geçti.
Sen apar topar hazırlanırken.
Ben bavuluna dizebilecekleri düşünmeyi hiç istemez
Sonra dedim ki içimden KENDİMİ ;
Bunu da alabilecek miydin



Üç gün geçti 

Elime bir kalem aldım. Ey ! dedim önce. sonra ;
Aniden hızlanan bir vapur gibiydi gidişin ve sen her gittiğinde aslında bir martıyı da terk ederdin
Her martı beni , bense her pencereleri araladığımda perdelere diker gözlerimi  ?
Bir dantel , iki  vapur , üç martı , dört ayrılık , beş iplik , altı dantel (..)

1 ay geçti

Artık tavanda biriken su damlacıkları bile içime oturacak.
Gözyaşıma değen her şey canlı ya da cansız düşmanım sayılacaktı.
İşin kötüsü yağmurları da sevemeyecektim .
Ellerim soğuktan bukalemun derisi
Kulağımda en son söylediğimiz şarkıların yangına körükle giden melodisi
Fincan'a çay koymayı bile unutacaktım belki.
Kimbilir ben bu halde , sen nerede olacaktın?

Sonra 1 yıl daha

Gayet gidiyor gibiydim
"Hoşçakal"
Bütün şehri üzerimden silkeleyip çıktım evden
Aşk adına bir sürü ecnebi sokak.
Avuç içlerimde zehirlemeceler dolaşıyordu.~


GİTMENE YAKLAŞIK 
DÜŞÜNDÜM DE 
KARAR VERDİM
ÜÇ GÜN GEÇTİ 
BİR AY GEÇTİ 
SONRA BİR YIL DAHA
  
Ben seni ne çok sevmiştim (..)
     Nasıl desem şarap belki belki zaman tadında. 

@Tarcan 

5 Şubat 2010 Cuma

Böyle bir şey olsa gerek

Dudaklarında ; yanan öpülebilme heyecanını bir ona yakıştırabildiğin tadı kaçmış ifade.Aşklardan aşk beğenerek rüzgarın sana ağız büzdüren , kıvamsız esişi ile telaşa kapılmışsın.E bir de beni düşün ? Nereye dokunsam sen.Sanki bir sonbahar günü sen ve sanki bir fırtına esmeye yakın gözlerin beliriyor avuç içlerimde. Eğrisiyle doğrusuyla oturup düşündüm sevgilim.Kirli sepetinden çıkarttığın beyaz gömleğinin düğmelerine sığdırdığım bir çeşit masumiyet,dudaklarında ise öpülebilme heyecanını bir ona yakıştırabildiğin tadı kaçmış ifade. "sevilmek ne imiş bir gün anlarsın" diyerek ucuza sattım herşeyi,(vazgeçtim) Evet evet buydu vazgeçebilmek sevdiğin içn sevdiğinden. İşte böyle bir şey olsa gerekti  . Aşk diye bahsettiğin o sevimsiz duyguyu alıp ta götürebilmek. Böyle bir şey olsa gerekti Geri vermeye tenezzül bile etmemek Böyle bir şey olsa gerekti Ne yapar ? Ne eder ? diye düşünememek.Ah anlayışsızdın başına buyruktun ama ben yine de severdim seni , sevmiştim seni. Sonra ne mi oldu ?. İdrak edemiyorsun galiba(vazgeçtim) Ve anladım ki böyle bir şey olsa gerekti yaşarken de ölebilmek (..) 


@Tarcan

3 Şubat 2010 Çarşamba

SİVR-İ SİNEK

Aşşağılık bir kanatlının yükseklerde aradığı şey ne olabilirdi ?. Bir de şuna farklı bir boyuttan bakalım diyorum.Mesala adından bahsettiğim bir sivrisinek olsa .Et parçalarına umrun dışıymış gibi bakabilen , kan evcilgillerinden. Bunun hakkında derin bir araştırmaya varmakla vakit geçirmek istemiyorum .Söz şu ki ; sen ben yahut öbürü sevmeyiz bu böceğe benzerleri.E hayatımızda bize akıl erdirmeyen tek mevzuda bu olmasa gerek. Ben dün gece omuzumda dolanan bir sivrisineğin , sürüngen olabilitesini sakladım kanatlarına. Kendini amma ağırdan satıyor gibiydi uçarken. Karşı duvarda tökezliyebilmesi hoşuma gitti. Açtım gözlerimi saatlerce onu izledim. Yerde sürünesi çirkin bir tipi vardı. Her gördüğümde burun kıvırtan , tek düze pisliyen gibi bir şey. Bundan sonra her gördüğüm sivri(sinek) o absürt vızıldamalarından sonra , ayakkabımın altında ezilebilecek kadar değer biçilemez hayvanlardandı. Nihayet bir hayvanı ezebilecEktim. Bizden daha akıllı hayvanları , bizden daha düşünür hayvanları , iyi huylu , nezaket sahibi hayvanları ezebilecek insanlar yetiştirilen bir toplum adına sizden özür diliyorum.
Arz ederim ki onlar ölmesin .



@Tarcan

Ses (Siz)

Ben mi ? Evet bayım insanlık namına yazıyorum hepsini.Yanlış anlamayında konuma başlık olma sebebiniz nedir ? Evet siz ? Yine kafamı toparlayamadığım günlerden biri,sokağa çıkmış koşuşturuyorum . Sağ köşede büyükçe bir kamyonet.Anlıyacağınız yallah şoför yallah mevsimleri. Sanki o an gömleğinizi çekiştirirken size sözcük yetiştiriyorum.Aldırmıyarak etrafımdakilere (hay aksi) Büyüte büyüte her adım da , gözünüzün tam içerisine baka baka.Diyeceğim şu ki ilginç bir yol boyu oldu. Adından herşey çıkartabileceğim. Elbiseden tut karınca evlerine kadar ,herşey.Kollarına çantalar takıverip yürüyüşe çıkmış hanımefendiler ve tin tin köpeklerini de unutmadan. Sonra yine siz ? Bilmem birine mi benzettim sizi (..) Yüreğime dokunan sesiniz ve siz.Yanlış anlamayında konuma başlık olma sebebiniz nedir ? Yürürken göz boyamacalarınız , hayır hayır aklımı başımdan alıyormuş tavırlarımdan ötürü başka bir mesele var içime oturtan. Sizin dışınızda ki her yer SES (SİZ)

@Tarcan 

2 Şubat 2010 Salı

Gelin'in Halasından (..)

Neşesiz bir gecenin günahlara sığmayan sabahı "git iş işten geçmeden git , git çok geç olmadan vakit" anne şu şarkıyı kapar mısın lütfen ? Ojelerimi sildikten sonra bütün tırnaklarımı teker teker yedim. Yüzümde yastık kılıfımın deseni. Üzerimde içi ve dışı bir olmayan ağzıbozuk bir yorgan. Ne kadar da güzel bir gün böyle.Dışarıda rüzgarın kendine imrendiren kekelemeli tadı ve siyahtan bozma bulutlar boy gösteren. Bir kedi çarptı şimdi de otomobile , kuyruğuyla sesi beş saniyede bir değişen alarmlar.Bir muhitte iklim krizleri , diğerinde çocuk doğuran analar.Aşk olsun bu şehirden gidebilene. Bakınız efendim. Boktan bir sabaha , soğumuş bir melemen tadıyla uyanıyorsunuz. Yüzünü yıkamaya kalkarken , paytak paytak yürüyen zamanın , akrep yelkovan çekişmeleri. Tam oturiyim diyorsunuz masaya. Bir muhitte davul hırlamaları  ve "Gelin'in halasından,amcasından,ebesinden" diye başlayan çok dolu merasimler. Böyle bir gün de aşk olsun bu şehirden gidebilene. Bu sokaktan bu evden , bu memleketten gidebilene.Hayır hayır hakaret etmiyorum , sadece hayatın üzerinizde bıraktığı Hey-hayt tiplemeleri sizi de yormuyor değil biliyorum ! Bakınız şöyle iki fincan atıyorlar ortaya , kulpu tuttuğunda sallanan.. Bir türkü tutturuyorsunuz ağzınızda tam çakır keyifsiniz,yaşamak böyle bir anda ise sadece ayakta durabilene kadar. E geri açın şu şarkıyı ne olursunuz. "git günahıma girmeden , katilim olmadan git"

@Tarcan 

1 Şubat 2010 Pazartesi

Herşey

Aklım almıyor bu sessizlik ? Kimsesiz de değilim bir süreden beri.Bilmiyorum !..İlmek ilmek çekiyorum yalnızlık tohumlarını ! Ne bir adım ileri ? Ne de geri gidebiliyorum. Ve sen bu sırada  ruhumu terk etmiş oluyorsun "herşey" Herşey diyebilirim adına.Bir ağaca da benzetsem yeri Bir güneş desem de yeridir seni.
Ama sanki , sanki üzerime yakıstıramama korkusu kelimeleri.Sen hep yagmurları beklerdin değil mi ? Bense .. bense .Sadece gitmeden biraz daha kal istedim.Biraz daha vur soğuk rengini gölgelerime.Biraz daha oturalım,
Biraz daha kır kalbimi istedim.


@Tarcan 

Çanak Çömlek Patladı

İnsanları yavaş yavaş tanıyabilite çabalarım ; Çıkarcı,bencil ve art niyetli olanlarına karşı büyüttüğüm sinir problemlerim ?..İyi huylularına rast gelememe nedenlerim ve bunun gibi bir çok hadise. Ben bunlar yüzünden kendime binlerce kez üzülüyorum bazen biliyor musunuz ?.Sorun yalnızlık değil.Ben yalnız kalmayı severim.Sorun kaybetmek te değil ..Sorun iyi tanıyamamak galiba..

P.S :Aslında yokluğun yüreğime deli gibi işliyor.Canımın acımasından ziyade "biliyorum"
Sende de bana karşı bir şeyler var..Ne lanet ne ele avuca sığmaz bir aşk
Bakışların seans seans geziyor absürt parkların da kalbimin.Gücüm kalmadı mı bilmiyorum ama bir yudum daha takaatim var.


@Tarcan